Marka Hakkının İhlali Nedir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku » Marka Hakkının İhlali Nedir?

Marka Hakkının İhlali Nedir? | Mükyen Hukuk

Marka kavramının tanımını yapmak gerekirse; bir işletmeye ait olan mal ve hizmetleri diğer işletmelerin sunduğu mal ve hizmetlerden ayırt etmek amacıyla kullanılan çeşitli işaretlere marka denir. Burada önemle belirtmek gerekir ki söz konusu marka hakkı tacirlere özgü bir hak değildir ve bu sebeple tacir olmayan kişilerce de marka kullanılabilmesi mümkündür.

Ülkemizde ise marka kavramına ilişkin hükümler açısından Avrupa ülkeleri ile uyumlu düzenlemeler getirilmiş ve konuyla ilgili birçok uluslararası sözleşmeye taraf olunmuştur. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu çerçevesinde ise “Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaret” ifadesi şeklinde tanımlanmıştır. Söz konusu bu tanımlamada yer alan “her türlü” vurgusu ile kanun tarafından marka olabilecek işaretler sınırlandırılmamış haldedir. Yine söz konusu kanunda renk, ses, tat, koku gibi soyut işaretlerinde marka olarak kullanılabileceği ile ilgili düzenleme de yer alır. İlgili kanun çerçevesinde aranan markanın ayırt edilebilir nitelikte olmasıdır.

Markanın İşlevleri Nelerdir?

Daha önce de belirttiğimiz gibi marka ürün ya da hizmete kimlik kazandıran bir niteliğe sahiptir. Bu sebeple markanın en önemli özelliği ve işlevini ayırt etme işlevi olarak ifade edebiliriz. Öte yandan markanın garanti işlevi de mevcuttur. Bireylerin satın aldıkları bütün ürün ya da hizmetlerin kalitesini ve üretim standartları vb. gibi unsurları bilmesi ve kontrol etmesi mümkün değildir. Bu nedenle bireyler kendi bildikleri ve tanıdıkları markalara yönelirler ve söz konusu bu durum markanın garanti işlevi şeklinde özetlenebilir.

Marka Hakkının Niteliği Nedir?

Öncelikle önemle vurgulamak gerekir ki; marka hakkı ekonomik anlamda değere sahip olan bir haktır. Bu özelliğinden ötürü marka hakkı mal varlığı hakları arasında yer alır ve marka hakkı sınai mülkiyet hakkı olmasıyla da Anayasal güvenceye sahip olan haklar arasındadır. Mutlak haklardan birisi olması nedeniyle de marka hakkı herkese karşı ileri sürülebilen üstün bir haktır ve 10 yılda bir yenilenebilir. Bu sebeple marka hakkının korunması amacıyla bazı hukuki ve cezai düzenlemeler getirilmiştir.

Marka Tescili Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki marka hakkı ancak tescil ile elde edilir. Sınai Mülkiyet Kanununda yer alan düzenlemelere göre markanın korunması tescil yolu ile sağlanır. Bu bağlamda marka tescilin doğan hakların kapsamı ve bu hakların istisnaları Sınai Mülkiyet Kanununun 7. maddesinde yer alır ve ilgili kanun maddesine aşağıda yer verilmiştir.

Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 7

(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.

(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:

  • a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
  • b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
  • c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.

(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:

  • a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
  • b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
  • c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
  • ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
  • d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
  • e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
  • f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.

(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.

(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:

  • a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
  • b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
  • c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.

Yukarıda yer alan kanun maddesinde kapsamı ve istisnaları verilen tescil Türkpatent bünyesinde tutulan ve herkese açık olan sicile yapılır. Bu anlamda bir marka hakkına sahip olan kişi marka hakkını koruma altına alan düzenlemelerden yararlanmak için tescil işlemini yapması gerekir.

Marka hakkının tescil edilmesinde öncelik ilkesi geçerlidir. Sınai Mülkiyet Kanunu 5. ve 6. maddelerinde yer alan düzenlemelere göre; daha önceden başvurusu yapılmış olan bir işaret ile ilgili daha sonraki başvurular ilgili kurum tarafından reddedilir. Buna göre; sicile yapılan başvurularla henüz tescil işlemi yapılmamış işaretler de koruma altına alınmış olur.

Marka tescilinden kaynaklanan hakların kullanılması marka sahibine ait olur. Bazı fiillerin marka sahibi olan tarafın izni dışında yapılması halinde Sınai Mülkiyet Kanunun 7. maddesinde dahilinde marka sahibine söz konusu fiillerin engellenmesi için talepte bulunma hakkı verilmiştir.  Söz konusu bu korumadan yararlanabilecek kişiler ile ilgili düzenleme Sınai Mülkiyet Kanunun 3. maddesinde yer alır ve ilgili kanun maddesine aşağıda yer verilmiştir.

Sınai Mülkiyet Kanunun Madde 3

1) Bu Kanunla sağlanan korumadan;

  • a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları,
  • b) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler,
  • c) Paris Sözleşmesi veya 15/4/1994 tarihli Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip kişiler,
  • ç) Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki kişiler, yararlanır.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20