Yemin Delili Nedir?

Anasayfa » Yayınlar » Yemin Delili Nedir?

Yemin Delili Nedir? | Mükyen Hukuk Yayınlar

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 03.03.2017 tarihli bir kararında "Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır." ifadelerine yer verilmiştir. Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225-238. maddelerinde yemin delili ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Burada belirtmek gerekir ki yemin delili kati bir delil olmakla uyuşmazlığı kesin olarak sonuca bağlar. Bu duruma ek olarak yemin delilinin bir diğer özelliği son çare olmasıdır. Bu demektir ki yemin deliline başvuran taraf başkaca delil ileri süremeyecektir. Yemin deliline dayanacak olan tarafın bunu dilekçesinin deliller kısmında açıkça belirtmesi gerekir. Aksi halde yemin teklifinde bulunulamaz. Yargıtay bir içtihadında yemin delilinin deliller bölümünde açıkça belirtilmesi gerektiğini vurgulamış her türlü delil ibaresinin yemin delilini kapsamadığını bu nedenle yemin deliline dayanılamayacağı ile ilgili hüküm kurmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 227. maddesinin 1. fıkrasında "Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir." ifadesine yer verilmiştir. İlgili hükümden açıkça anlaşıldığı üzere yeminden başkaca delilin bulunması yemin teklif edilemeyeceği anlamına gelmez. Burada dikkat edilmesi gereken husus Hukuk Muhakemeleri Kanununun 227/2. maddesidir. İlgili maddede yer alan "Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez." ifadesiyle yeminin son çare olma özelliğini açıkça belirtmiştir.

Yeminin Konusu Nedir?

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225. ve 226. maddelerinde yemin delilinin konusuna yer verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 225. maddeye göre yeminin konusu davanın çözümü bakımından önemli olmalı ve yemin teklif edilen tarafın konuyu bilmesi gerekir. Yargıtay bir kararında konuyla ilgili olarak "yeminin konusu kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar olduğundan, sadece temel ilişkinin tarafları hakkında söz konusu olabileceği hususu da göz ardı edilerek, yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmamıştır." ifadelerine yer vermiştir. Öte yandan yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu 225. maddesinde "Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır." ifadesine yer verilmiştir.

Yemine Konu Edilemeyecek Vakıalar Nelerdir?

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 226. maddesinde yemine konu edilemeyecek vakıalar yer alır ve ilgili kanun maddesine aşağıda yer verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 226

1) Aşağıdaki hususlar yemine konu olamaz:

  • a) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar.
  • b) Bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller.
  • c) Yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar

Yukarıdaki kanun maddesinde yer alan maddelerden yola çıkarak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıaların yemine konu edilemeyeceğini söylemeliyiz. Söz konusu bu ifadeyle kastedilen re’sen araştırma ilkesinin uygulandığı davalardır. Öte yandan hukuken geçersiz bir işlem yemin ile geçerli hale gelmez. Bu konu ile ilgili olarak Yargıtay'ın "Somut olayda, ektiği mısırların davalılar tarafından biçilerek satıldığı savına dayalı dava, davalılar yönünden suç soruşturması veya kovuşturmasını gerektirebilecek niteliktedir. Bu nedenle yemin delili gerekçesiyle hüküm kurulamaz." şeklinde kararı vardır.

Yemine Davet Nedir?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu 228. maddesinde yemine davet ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. İlgili kanun maddesi aşağıdadır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 228

  1. Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır.
  2. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun yukarıda yer alan 228. maddesi yemine davet usulünü düzenlemiştir. İlgili kanun maddesine göre usulüne uygun bir yemin teklifi yapılmadan dava ile ilgili karar verilemeyeceği düzenlenmiştir. Burada önemle belirtmek gerekir ki ilgili maddeye riayet edilmezse yani usulüne uygun bir yemin daveti yapılmadan karar verilirse bu husus bozma nedeni yapılabilir. Konuyla ilgili olarak Yargıtay 3 Hukuk Dairesi 2019 tarihli bir kararında "..mahkemece yapılacak iş, öncelikle HMK'nun 228. maddesine göre yemine davet yapılarak, yemine konu maddi vakıalar hatırlatılıp buna ilişkin yemin beyanı bizzat davalı açıklaması olarak tutanağa geçirilmesinden ibaret olmalıdır. Ancak mahkemece bu hususlara riayet edilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir…" ifadelerine yer verilmiştir.

Yemin Etmenin Sonuçları Nelerdir?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu 229. maddesinde yemin etmemenin sonuçları yer alır ve ilgili kanun maddesine aşağıda yer verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 229

  1. Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
  2. Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır.

Yukarıda yer alan kanun maddesinden de anlaşılabileceği üzere yemin iade etmek yemin teklif edilen kişinin bizzat yemin etmeyerek karşı tarafın yemin etmesini istemek anlamına gelir. Yemin teklif olunan kişi aynı yemini karşı tarafın etmesi konusunda mahkemeden talepte bulunabilir. Söz konusu bu halde karşı taraf yemin teklif ettiği konuda yemini kabul edip, yemin ederse iddiasını kanıtlamış olacaktır. Ancak o da yemin etmekten kaçınırsa iddia ispat edilememiş sayılacaktır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 231. maddesi yemin iadesini "Yeminin konusunu oluşturan vakıa, her iki tarafın değil, yalnızca kendisine yemin teklif edilen tarafın şahsından kaynaklanıyorsa yemin iade edilemez." şeklindeki ifadeler ile sınırlandırmıştır.

Yemini Yerine Getirecek Kişiler Kimlerdir?

Burada belirtmek gerekir ki yemin taraflara teklif edilebilir ve taraflarca yemin edilebilir. Bu demektir ki bir davada tanıklara yemin teklifi yapılamayacaktır. Tüzel kişiler ve ergin olmayanlar açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 232. maddesinin 2. fıkrasında‘’ Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir.’’ hükmü yer alır. Aynı kanun maddesinin 3. fıkrasında ise ‘’Ergin olmayan veya kısıtlı kimselere bizzat dava hakkı tanınan hallerde, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.’’ hükmü yer alır.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20