Dava Açılması ile İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Anasayfa » Yayınlar » Dava Açılması ile İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Dava Açılması ile İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir? | Mükyen Hukuk Yayınlar

Davanın Açılmamış Sayıldığı Halde Vekalet Ücreti Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde davalı lehine olacak şekilde vekalet ücretine hükmedilir. Söz konusu vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesine göre belirlenir. Buna göre; “Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” ifadelerine yer verilmiştir. Söz konusu maddeden anlaşılacağı üzere davanın açılmamış sayılması vekalet ücreti ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar tarifede yazılı ücretin yarısı, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra tamamı olarak belirlenir.

Dava Açılmasının Sonuçları Nelerdir?

Öncelikle vurgulamak gerekir ki; davanın açılması gerek maddi hukuk gerek usul hukuku bakımından birçok sonuç doğurur. Söz konusu bu sonuçların derlenerek açıklandığı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, 23.12.1976 tarih ve E.1976/11-7, K.1976/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında “ bir davanın usulen açıldığı tarihte maddi hukuk ve usul hukuku yönünden hâsıl ettiği neticeleri vardır. Özellikle maddi hukuk alanında zamanaşımı kesilmiş olur. Hak düşürücü bir süre söz konusu ise bu husus hâkim tarafından re’sen göz önünde tutulur. Şahsa bağlı haklarla ilgili bazı davaların takibi mirasçılara geçer. Davalı, davadan önce usulen mütemerrit duruma düşürülmemiş ise, davanın açılması ve dilekçenin usulü dairesinde tebliğ olunmasıyla mütemerrit sayılır. Usul hukuku yönünden ise, neticeleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 185, 186, 187 ve 202.maddelerinde açıklandığı üzere mahkemelere, açılmış bir davayı sonuçlandırmak görevi verilmiş olur. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı da davanın açıldığı tarihteki durum ne ise ona göre hüküm verilmesi mükellefiyeti doğar. Davada derdestlik hali de söz konusu olabilir. Davacı davasını açtıktan sonra davalının rızası olmaksızın davasını takipten sarfınazar ve davasını tevsi veya mahiyetini tebdil edemez….” ifadelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan karardan anlaşılacağı üzere davanın açılmasının maddi hukuk anlamında ortaya çıkacak sonuçlara aşağıda yer verilmiştir. Bu sonuçlar:

  1. Davanın açılmasıyla dava konusu alacak için zamanaşımı kesilir.
  2. Hak düşürücü süreler korunur.
  3. İyi niyet kötü niyete dönüşür.
  4. Davalı mütemerrit olur.

Davanın açılmasının usul açısından sonuçları ise aşağıda verilmiştir.

  • Mahkemenin davaya bakma zorunluluğu ortaya çıkar.
  • Dava şartları davanın açıldığı tarih göz önüne alınarak karara bağlanır.
  • Dava derdest kabul edilir. Aynı konuya ilişkin ikinci bir dava açılırsa dava şartı olan derdestlik sebebiyle reddedilir.
  • Davanın açılması ile davayı geri alma yasağı başlar.
  • İddiayı genişletme ve değiştirme yasağı ortaya çıkar.

Davayı Geri Alma Yasağı Nedir?

Davanın geri alınması Hukuk Muhakemeleri Kanunun 123. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesinde “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” ifadelerine yer verilmiştir. Söz konusu hükümden anlaşılacağı üzere davalının açık rızası olmadan davacı davasını geri alamaz. Bu hal davanın geri alınması yasağı olarak nitelendirilir. Ancak burada vurgulamak gerekir ki; davanın geri alınması davanın tekrar açılamayacağı anlamına gelmez. Buna göre; davasını geri alan davacının hakkından feragat ettiği söylenemez ve davacı ileride tekrar dava açabilir. Bu sebeple davanın geri alınması davalının açık rızasına bağlanmış ve ilgili madde gerekçesinde “Maddede, açık rızadan söz edilmek suretiyle, hâkimin davalı taraftan, davacının davasını ileride tekrar açabilme hakkını saklı tutarak geri aldığı konusunda, rızasının bulunup bulunmadığını açıkça sorması esası da düzenlenmiş olmaktadır.” ifadelerine yer verilmiştir. Burada belirtmek gerekir ki davayı geri alma yasağı davanın açıldığı tarihten itibaren başlar. Ancak bu aşamada dava dilekçesinin tebliğ edilmiş olmasına gerek yoktur. Davalı olan kişi açık şekilde davanın geri alınmasına muvafakat gösterirse dava hiç açılmamış sayılır. Ancak rıza göstermez ise ilgili davaya devam edilir.

İddiayı Genişletme ve Değiştirme Yasağı Nedir?

Dava açmanın bir diğer ve en önemli sonucu ise iddiayı genişletme yasağının davanın açılması işlemi ile başlamasıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesinde “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” ifadeleri yer alır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 22.07.2020 değişikliğe uğramasından önce davacı ve davalının ön inceleme duruşmasında bazı koşullarda bu yasağa tabi olmayacağı düzenlenmesine yer verilmişti. Ancak ilgili değişiklikten sonra iddia ve savunmaları genişletme ya da değiştirme yasağı dilekçe teatisi aşamasının sona ermesinden itibaren başlar.

İddiayı değiştirme ve genişletme yasağı kuralının istisnasını ise karşı tarafın açık muvafakati ya da ıslah oluşturur. Söz konusu bu iki durum haricinde dilekçeler teatisi aşamasından sonra iddia ve savunmalar herhangi bir şekilde değiştirilemeyecek ve yeni delil ileri sürülemeyecektir. Bu nedenle burada teksif ilkesi yalnızca iddianın genişletilmesi ya da değiştirilmesi bakımından incelenecektir. İddiayı genişletme ya da değiştirme sayılan haller talep sonucunu değiştirmek, taraf değişikliği yapmak ve vakıaları değiştirmek gibi durumlarında gündeme gelir. Davalının talep sonucunu değiştirmesi ya da bu sonuca yeni bir talep eklemesi de aynı şekilde yasak kapsamındadır. Konu ile ilgili olarak Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2020/2391 K. Sayılı kararında “Davacının davadaki talebi ilave iş bedeli iken, 06.03.2017 tarihli dilekçesinde talebinin iş eksiltilmesi nedeniyle alacak istemine ilişkin olduğunu belirtmiş olup, bu dilekçeyle iddiasını değiştirmiştir. Davalının HMK'nın 141/2. maddesi hükmü gereğince, dilekçe teatilerinden ve ön inceleme duruşmasından sonra yapılan bu değişikliğe açık muvafakati bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca davanın, dava dilekçesinde talep edilen ilave iş bedeli ile sınırlı olarak incelenip değerlendirilmesi zorunludur.” ifadelerine yer verilmiştir.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20